N’aaaber? Bu yazı aslında 6 sene önce yazıldı. Benzer şeyleri tekrar yazmak yerine, yazıyı günümüz durumuna ve düşüncelerime uygun şekilde revize etmek istedim. Bazı önemli kısımlar hala geçerliliğini koruyor nitekim. İlk halindeki girizgahta “biraz durağan bende işler, işler dediğim hem şu sigortalı-maaşlı olan hem de yaşamsal döngü” demişim. Şükür, hayatıma dair köprünün altından çok sular aktı, ama durağanlık da yer yer ata sporu gibi oldu. Eser miktarda durağan yaşamaya devam anlayacağınız.
Yazının başlığını ve ana hatlarını, muhabirlik yaptığım dönem bir habere giderken ortaya atmışım zihnimde. O günü tam hatırlamasam da, yazıyı revize etmeye devam ettikçe zihin sarayımdan bir şeyler önüme gelecektir. Zihin sarayı kısmına aklınız takıldıysa ona da başka bir yazıda değineyim. Şimdi; aklına ne geldi diye soruyorsun, biliyorum. Yaklaşın; yeniden anlatıyorum…






Yine 4 aylık bir ara ve ben buradayım. Selamun aleyküm. Artık yazmak aklıma geldiğinde yüz bulamıyorum kendimde. Buraya hak ettiği önemi ve değeri göstermiyorum sanırım. Kafama dank ettikçe yazdığımı az çok biliyorsunuz, eski yazılarımda sık sık dile getirirdim. Fakat bunu bir türlü eyleme dökemiyordum. Nitekim bugün yüksek bir kararlılıkla harekete geçmem gerektiğine kanaat getirdim. Yalnız kararlılığım harekete geçmeye kanaat getirmek. Eyleme dökmek değil. Bi’ boşluk bulduğum gibi yaparım dedim ve çok şükür yazıyorum. Neyse, giriş safsatasını geçtiysek başlayalım mı?