deep-oceanNe yaparsak yapalım, ne için çabalarsak çabalayalım hepimizin neticesi aynı. Hayat koşuşturmacasında beyaz kefen, musalla taşı ve kara toprağa sarılı bedenimiz… Özlü sözler hep bilindik olaylar üzerine düşünülerek söylenen şeyler, bu durum için de var bi’ tane. “Oyun bitince şah da piyon da aynı kutuya konur.” diye. Bi’ gün yine dizi izlerken farklı bir çeşidine rastladım; “Oyun bitince kral da kuklası da aynı kutuya girer.” idi. Neticesi aynı yol yine.

İslam dininde Hac ibadeti 5 şarttan biri bilirsiniz. Aslında orada ihrama girmek ve Arafat’ta durmak bir nevi bu eşitliği ve hepimizin neticesinde gideceği yerin ve alacağı halin aynı olduğunu göstermek. Herkes kefen gibi beyazlar içerisinde, mahşer günü gibi kalabalık. Ne farkın var yanındakinden? Yanında sanatçı veya politik bir devlet büyüğü de olabilir. Seninle şuan olduğu gibi o zaman da aynı durumda, eşit. Neticelerimiz aynı…

Hepimiz farklı üzülüyoruz. Kimimiz iş bulamıyor, kimimiz eş. Üzülüyoruz ya işte. Mesele o. Mutlu olamıyoruz da hiç. Beceremiyoruz. Bazılarımız ufacık şeylerden mutlu olacak ama ona bile imkan olmayabiliyor. O ufacık ayrıntıyı yakalayamıyorum ben bazen mesela. İstemediğimden de değil. Ne bileyim, gelmiyor bana. O da beni istemiyor sanki. Ne üzmeye ne üzülmeye, ne kırmaya ne kırılmaya, ne de çok fazla kafaya takmaya değer bu dünya. Yaşayacaksın aga! Gerekirse arkana yaslanacaksın, çatır çatır keyfini çıkartacaksın…

P.s: 3 günlük dünya bu azizim; alacağın nefes ilk nefesin de olabilir, son nefesin de. Almışken o nefesi, mutluluğu; vur dibine dibine…