Geçen gece can sıkıntısına çok sevdiğim bir kız arkadaşımla mesajlaşıyordum. Felsefe ve Edebiyat sevmeyen, bir de sınavlarda yapamayan birine göre oldukça iyi yazdığımın bir kez daha farkına vardım. Bakalım ne yazmışım…

Kadınlar matematik gibidir canım. Çok yolu vardır çözüme giden… Çözüme ulaşanlar sadece ‘onları çözmeyi kafaya koyanlar ya da bu yolda deliren kişiler’dir. 

Bir de şu var: Aslında hepsi birer matematik öğretmeni gibidir de… Hani sen derste A yolundan giderek işlem yaparsın da, o yine de B yolunu gösterir ya tahtada gerçek doğrusu oymuş gibi… İşte, sen çözersin onu, ‘Mutlu etmenin yolunu buldum!’ dersin; ama birden memnuniyetsiz olur, başka şeyler ister. Sanki mutluluğun anlamı onun için çok farklıymış gibi…

Kadın fizik gibidir biraz da. Ders olan fizik tabi ki. Formüller etkili burada da. Formülünü açıklayayım: ‘Formül=Onunla birlikte olmak, ilişkiyi devam ettirmek’ diyelim. Formülü ‘gerektiği gibi, bazı şeyleri yerine koyarak çözerim’ dersin. Ama o kadar kolay değil… O formüller çok farklı atomlarla, moleküllerle donatılmıştır. Mutlu etmenin yolunu öğrenirsin, bu sefer üzmemenin yolu çıkar. Üzmemeyi öğrenirsin, üzülünce eski neşesine nasıl getireceğin sorunu doğar. Bu böyle uzar gider ve sen hep sorunlarla boğuşmaktan ilişkiye vakit ayıramazsın. Bunları çözersen işte gerçek aşk’a ulaşırsın…

Bana diyorsun belki de, ‘kadınları çok iyi anlamışsın sen’ diye. Emin ol, benim bilmediğim daha tonlarca özellikleri var; ben bile anlayamadım daha… 🙂

Bu sohbetimde bana eşlik eden Çağnur arkadaşıma çok teşekkür ediyorum. Aslında iyi ki sohbet etmişiz. Meğersem beni çok farklı tanıyormuş. 🙂