Etiket: aşk

Kendin ol; be yourself!

Selamun aleyküm! Nasılsınız ey cemaat-i müslimin? Biliyorum, uzun bir zamandır yine yoktum. Kafama koyduğum şeyleri yapmak konusunda bazen aylar, yıllar kadar gecikebiliyorum. Ama işte meşgale var diye hep. O meşgaleler zaten kafaları pırıl seviyede tuttuğu için buradaki terapiye ihtiyaç kalmıyor gibi bir durum ortaya çıkıyor. Öyle olunca biliyorsunuz ki yazı yazamıyorum. Yani az çok anlamışsınızdır artık buraya yazı yazmak için gelme sebeplerimi. Gündem yoğunsa ben buralara çok yakınımdır… Çok dağılmadan, lafı da çok uzatmadan konuya dönelim. Bilirsiniz, tarz olarak genelde gördüğü ya da işittiği şeyi konu belirleyip yazan biriyim. Bir arkadaşımla dertleşirken söylediği bir cümlenin rüzgarı attı beni buralara. “Zor ya insan ilişkileri. Bi’ de herkes kendi olamıyor…

Kaynak-mesaj-alıcı paradoksu

Selamun aleyküm ihtiyarlar. N’aaaber? Ramazan geldi, biraz durağan bende işler. İşler dediğim hem şu sigortalı-maaşlı olan hem de yaşamsal döngü. Gece 12-1 sularında uyuyup sahura kalkıyorum. 2 saat mis gibi uyku çekmeme rağmen, sahurda yatıp aldığım 6 saatlik uyku bana dengesizlik getiriyor. Gün boyu esniyorum. Hayır beni tanıyanlar bilir, ben daima esnerim ama onun şu an konumuzla hiç alakası yok…

E diğer işe gelecek olursak da magazin Ramazan ayında ne kadar hızlı olabilir ki dememiz yetiyor. İş demişken, geçen bi’ habere falan mı ne giderken yolda aklıma geldi birden. Ne geldi diye soruyorsun, biliyorum. Yaklaşın; anlatıyorum…

Yalan söyleme bana…

yalan-adamSelamun aleyküm! Aleyküm selam demişsinizdir inşallah, ayıp yahu Allah’ın selamını verdik. N’aaabıyonuz? Ben karışık. O değil de şey, ben mezun oldum biraz. İzmir’deki zahmetli üniversite öğrencilik hayatım son buldu. Bursa’ya döndüm. Özüme sözüme döndüm, doğruyu yanlışı gördüm; aslan gibi geri döndüm! Son yazının üzerinden aşağı yukarı 2 ay geçmiş. Son yazı dediğim de şu kafamdan geçenleri yazdığım yazı. O kadar çok şey birikti ki… Arka arkaya eklesem hepsini buradan köye yol olur misali. Anlatabilecek miyim ondan da emin değilim ya; neyse…

Sevmekten korkulur mu?

kustan-kalpKorkulmaz! Selamun aleyküm… İlk defa destursuz direk başladım yazıya ama başlıktaki sorunun cevabını vererek giriş yapayım dedim. Gerçi bu cevabı pek benimseyememiş olsam da şu sıralar, mevcut durum bu yönde. Ürkmek tadında bir korku da değil bu. Olumsuzluğa alışmışlık diyebiliriz. Müzmin bekar, kronik yalnız ve sevgiden yoksun. Aynı kapıya çıkıyor hepsi benim nezdimde. Düşünüyorum bi’; nasıl seviyorduk? Cevap bulamıyorum. Hadi sevmeyi becerdik, bu sefer kaybetmemeyi nasıl başaracağız? Kaybetmeye alışmışız çünkü bu hayatta. Ya birilerini kaybetmişiz, ya kendimiz kaybolmuşuz. Üstelik hep 1-0 geriden başladığımız yetmiyormuş gibi bir de üzerine mağlup olmuşuz…

İlişkinin kötü gidişatına işaret eden 7 vak’a

kadin-erkek-iliskisiÖncelikle belirteyim; ilişkiniz varsa kötüye götürmeyin. Hele erkekseniz, karşı cins götünüzden kan alır vallahi! Bu sebeple dengeyi korumakta fayda var. Gözünüzde fazla büyütmeyin de. Akışına bırakın. Değerli biri eyvallah, ama kimse mükemmel değildir. İlişkiler hayatta insana moral veren dönemlerdir bence. Misal, blogda şuan 82 yazı var. Bu 82 yazıyı ben 3 yılda yazmışım. Fakat nereden baksanız 82 yazının çeyreği 3-4 ay süren bir flört dönemimde yazılmıştır. Saymadım ama yakındır yani. Sonra n’oldu? Hayat enerjisi azaldı, meşgale olmayınca bloga da sırt çevirmiş gibi oldum falan filan. Pişmanım tabi. Aslında yine yazardım da asıl mesele ilişkinin hayatımızın her alanında bize bir ivme kazandırması… Neyse gelelim 7 vakaya…

Ve beyin uzaklaşır…

kalp-beyin-loveDüşünüyoruz, o halde varız. Hatta insanız. Gerçi insan bedeninde olan herkes insan değil ya; fazla şaapmayalım o konuyu şimdi. Asıl mesele düşünce sistemimiz biraz da. Neremizle düşünüyoruz? Kaba etiyle düşünenlerin bol olduğu bir dünya zamanında yaşadığımız için alternatifimiz fazla. Bunlar saygı körü insanlar. Bir de gönül körleri var. Asıl meselemiz onlar. Beyinleri yerine kalpleriyle hareket ederler. Ayakları yerden kesilmiş, varlığını tamamen aşık olduğu veyahut kendisine ait hissettiği kişiye adamışlardır.