yuzuk-hayatimin-kadiniSon zamanlarda vaktimi gündelik işlerimin dışında kendime bu soruyu sorarak geçiriyorum. Kim lan bu hayatımın kadını?

Gündelik işlerimi uyku, yemek, günde -kesintili bir şekilde- +12 saat bilgisayar (dizi, tasarım, blog, müzik, sohbet) olarak belirteyim öncelikle. Evdeyim neredeyse her gün. Aklıma geldikçe de bunu düşünüyorum işte. Kim acaba, şu an kimle birlikte, sevgilisi var mı, evliyken bile unutamayacağı birisi oldu mu hayatında falan. Nasıl biri olacağını bile düşünüyorum ama kafamda asla biri canlanmadı.

Beynime pelesenk olmuş fikriyat hala duruyor. Her ne kadar fazla kafa yorsam da şu “hayatımın insanı” meselesinde kendi öz düşüncemden öteye geçemiyorum. Hani derler ya, herkesin kısmeti karşısına çıkacak diye. Benimkine kesin araba falan çarpmıştır, bi’ gelemedi salak! Evet, işte düşüncem bu eğik yazı sayın dinleyen. Bence sen şimdi diyorsun ki aga bu neyin kafası?

Yani düşünüyorum da, hayatlarımıza onca insan girip çıkıyor. Hangisi için düşünüyoruz acaba bu kalıcı mı diye? Gerçi kalıcı olacak olanlar ya hissettiriyorlar ya da kendilerini gösteriyorlar da, işte önem vermiyoruz biraz da. Mesela bi’ ilişkiye başlarken ciddi düşünme derdine düşer herkes. Ama sen 3 ay, 5 ay, 1 yıl, 2 yıl sonra evlilik lafı açtığında seni kınarlar. 2 yıllık birlikteliğin de olsa daha lise sonlardaysan kınanırsın. Üniversite var lan önünde! derler. Niye birader? Bu adam o kızla evlenemez mi? Siz değil miydiniz ciddi düşünenle varım diyen? Adam sevdiği insanla belirli bir süreyi geçirdikten sonra düşünüyor bunu. Lapin değil ya sizin gibi?

Öyle evlilik meraklısı olmak da değil mesele. Öyle olmayın da. Gerçekten yüreğinizde hissettiğinizde yürüyün. Ama öyle de ciddi diye sadece sevgililikte bırakmayın işi. Sevgili olarak ciddi olup resmiyette cıvıyacaksan tüküreyim beynine, kışt ulan kışt!

Aslında düşünüyorum da, şuan  sevdiğim biri var mı, evet var. Gerçekten hissederek seviyor muyum, evet seviyorum. Peki O gerçekten hayatımın kadını mı? Evlenecek miyim onunla? O beni kabul edecek mi ya da? Sorular sorular… O kutsal yolda niye böyle karışık şeylerle uğraşıyoruz? Hissediyorsak sevelim. Seviyorsak da kimse olmasın yani. Başkasının koca burnu girmesin ilişkiye. Sev ulan işte!

Biraz yazdıklarıma uzak ama konuyla uzaktan bağlantılı bir şey daha var. Eğlenilecek kız değil, evlenilecek kız meselesi. Aşk, ciddi ilişki ve sadakat istediğini söylüyor. Bunu duyan da ortamda isim yapmış ya da bar bar, cafe cafe elalemin oğlanlarıyla gezen kız değil sanacak söyleyenleri, haspam! Hatunun şiraze kaymış. Acaba bu akşam hangi çocuğa iş atsam da çıkıp gezsek derdinde ama facebook durumlarına bir bakıyorsun ki romantizmden kırılıyor mübarek! Gezmek için arabayı alıp alamayacağımı sormak yerine, üslubuyla oturmayı becermelisin tatlım…

***

Ben hala şu kaza olayında ısrarcıyım. Hani derler ya, O kişi aynı zamanda insanın ruh ikizi diye. Benim ruh ikizim ise benim gibi biraz salak olabilir. Kaza imkanı da vardır bence.

Neredesin lan göynümün orta yeri?