Kar kar dedim, bak n’oldu şimdi?
Seelamun aleeyküüüm!!! N’aber? Gelmedi sizden bi’ haber… Final dönemi malum, ne kadar iyi olabileceksem o kadar iyiyim ben de, n’olsun. Bursa’da olsam motivasyon tavan yapardı da hep İzmir’in berbat soğuğundan bunlar biraz da. Başıma 1 haftada neler neler geldi bir bilsen… Anlatıyorum, dinle!
Yılbaşı tatili 4-5 gün diye babamdan telefon geldi. Final öncesi moral olur belki diyerek Bursa’ya çağırdı beni. Kafa rahat daha iyi çalışırım sınavlara diye düşünmüş. Yorulmayayım dedim, çalışmazsam da pişmanlık duymayayım dedim. Ta ki salı gününe kadar… Salı günü herkesten kar fotoğrafı gelmesin mi? Orada kafayı yedim ben…Saat 17:00 sularında ani bi’ kararla Bursa için yola çıktım. Hemen Nilüfer Turizm’in uygulamasını açtım telefondan, biletimi aldım 19:00 aracına. Servis 18:55 gibi geldi trafikten dolayı, o sırada da 19:00 araçlarının otogardan çıkışının iptal edildiğini ve polislerin otobüsleri salmadığını öğrendim. Nilüfer çılgın atıyor tabi, yardırdık Turgutlu Yolu’ndan. Çanakkale-Balıkesir yol ayrımındaki kavşakta polisler kapatmış yolu, 23:00 civarı açtılar daha sonra. Otobüsle yardırmaya devam derken Akhisar ile Balıkesir’in tam ortası sayılabilecek Gelenbe Mevkii’nde trafik tıkandı. Tıkalı trafik varmış aslında, biz orada kaldık. Atlayacak olursam, 23:30’da orada duran otobüs ve diğer araçlar biz 31 Aralık günü 14:30 gibi oradan ayrılırken hala orada duruyordu. 15 saat civarı bir esaret yaşadık.
Jandarma ile geri dönüp Akhisar Yolu üzerinden Kırkağaç minibüsüne bindik. Oradan da Soma otobüsüyle İzmir’e geri döndük. Eve girdiğimde saat 20:45 falandı. 26 saat falan dışarıdaydım, nitekim gidemedim ve kürkçü dükkanına geri döndüm. Yılbaşı geçti, birkaç günü boş beleş atlattım derken cumartesi günü babam aradı. Pazar günü sülalecek geleneksel Kazancı kahvaltısı yapılıp kar eğlencesi düzenlenecekmiş. İstiyorsan atla gel dedi. Bana dedi. Kar var lan kar! Gittim tabi. 16:00 arabasına atladım, anneme bayağı büyük bir sürpriz yaptım. Tabi kadın Cumartesi gecesine kadar başımdan geçen karda mahsur kalma olaylarını bile bilmiyor. Güya o gece de sürpriz yapacaktım, bana sürpriz oldu. Neyse…
Ertesi gün tabi biz yaldır yaldır köye gittik, mis gibi kahvaltımızı yaptık. Hooop oradan Şevketiye Köyü’nün üst taraflarına geleneksel kızakla, bidonla, poşetle kayma eğlencesine! Efsane bir gün geçirdim. Bursa’ya adım attıktan 27 saat sonra İzmir için yola koyuldum ama o 27 saate o kadar güzel şeyler sığdırdım ki… Değdi mi diye soran da oldu, sapına kadar değdi! Kuzenin yolda kalan aracını çıkartmak için bagajda yolculuk yapmak mı dersin, mavi bidon ile 40 metre karda kaymak mı dersin…
P.s: Eğlenceyi yaşayacaksın, yaşamayı bileceksin. 🙂
Eda
Tatsızlık ile başlayan bu serüven tatlı bitmiş sevindim 🙂