Bloga hızlı bir giriş yaparak geri dönüşümü ilan etmiştim. Ancak 3,5 aydır nokta dahi koymamamdan anlayacağınız üzere, bu dönüş de sekteye uğradı. Aslında kafamı toplayamadım. Yazacak çok şeyim vardı, fakat bi’ şekilde sessiz çığlıklarla attım onları zihnimden.
Blogum kendi içinde bir ekole sahip olduğu için, her önüme gelen durumda buraya bi’ şeyler yazmak içime sinmiyor, hatırlarsınız. Bir dürtünün olması lazım. Bu dürtü de genelde bizzat şahit olduğum konular oluyor. Daha doğrusu vaktinde zihnimde yer etmiş, bi’ şekilde teyit edercesine tetiklenen konular. Sıradaki konuya hızlıca değinip başlayalım sohbete.
Yakın zamanda yayınlanan La Casa de Papel’in yan yapım dizisi olan Berlin. Aslında yazının bu La Casa de Blog yazısında olduğu gibi diziyle pek alakası yok. Sadece tetikleyici… Başlayalım.