Kimileri “erkekler geç olgunlaşır” der, kimileri her zaman çocuk ruhlu olduğunu söyler. Ben belki, hatta eminim ki, bazı konularda geç olgunlaştım mesela. Üstüne üstlük çocuk ruhum da hala içimde epey kımıl kımıl yaşıyor. Ama insan dediğimiz varlık da zaten yaşadığı müddetçe büyüyen ve gelişen bir olgu değil midir? İster düşe kalka, ister göre duya. Bunun yöntemi ne kabiliyetle açıklanabilir ne de yöntemler için nesnel bir yargıya varılabilir. Neticede herkesin hayatı, bedeni, zihni, kalbi kendine. Önemli olan bence var olanı kabul edebilmek. Kendini tüm kusurlarıyla kabul edebilirken insan, hatta kendi yanlışlarına dahi sımsıkı sarılabilirken, neden bir başkasında gördüğü bazı şeyleri kusur addedip sırtını döner? Kapılar neden benliğimiz dışına bu kadar kolay kapanır? Bu konu, Küçük Prens’in yetişkinleri anlayamadığı gibi benim de asla anlayamadığım bir konu olarak kaldı öyle.