kaybedenler

Bazen düşünürüm, gerçekten hayata 1-0 yenik başlamak gerçeği var mı diye. Bazen de kendimi o gerçeğin içerisinde bulurum, yenik durumda olduğumu düşünürüm. Bazı olan olayları geri getiremiyoruz. Bir deyişle de olmadılaştıramıyoruz. Aç gözlü ve bencil insanlar hep kaybeder diye düşünürüz ya, biz aşk gözlülüğümüzden kaybediyoruz…

Aşkın gözü körmüş ya, aşk gözlülüğümüz işte bizi köreltiyor. O ne yaparsa yapsın, hangi kötülüğü bize yaşatırsa yaşatsın kabullenemiyoruz. Biz kaybetmeye mahkumuz deyip sineye çekiyoruz. Alışmışız hep kaybetmeye ne de olsa. Yaşama sebebimiz kaybetmek bizim. Öyle bir hale gelmiş ki artık, kötü bir şey yaşamazsak şayet “Allah Allah, bugün başıma taş falan yağmasın lan?” diye düşünmekten alamıyoruz kendimizi. Mesela ben, her gün şiddetle ağzıma sıçan insan bir gün bana iyimser yaklaştı mı binbir türlü senaryo türetirim. İnce hastalığa mı yakalanmadım dersiniz, gün saymadım mı… Bazen “aha” diyorum, “aha bu sefer gidiyor işte”; alışmışız ya kaybetmeye, kaybettirilmeye…