Etiket: kişisel blog

Nefes

Okuma ile yazmanın arasında sanırım yin-yang gibi bir bağ var. Ancak bu bende çok geçerli olmayabilir. Zira kendimde en çok eleştirip, düzene oturtmaya çalıştığım konu okumak. Ancak buna rağmen yazma konusunda fena sayılmam değil mi? Edebi bir kaygı gütmemekten de gelebilir bu. Velhasıl yazmayı seviyoruz diyelim. Sebebimiz var.

Ben önceki haftaki yazımda demiştim size, ne kadar sürdürebilirim yazmayı bilmiyorum diye. 2 hafta sonra yeni bir yazı için yeterli hormonlar salgılandı bile. Açtık muslukları, bakalım ne dökülecek. Cümlelerde bağ kuramayacak kadar gariplikler arasında bulabilirsin kendini. Maksat zaten bi’ yerlerde kendimizi bulmak. Sıvadım depresyon hırkası misali giydiğim şeyin kollarını. Balkon buz kesmiş, üşüdüm üzerine afiyet..

Tam ortasındayım; varlığınla yokluğunun…

varligin-yoklugunTürkiye’de çok az kişinin şarkı sözleri beni etkiler. Bu kişilerden ikisi var ki can evimden vururlar. Biri rahmetli Aysel Gürel, diğeri ise Sezen Aksu. Türkiye müzik piyasasında çoğu sanatçının seslendirdiği şarkıların sözleri, yer yer müzikleri bu iki dev isme ait. Aysel Gürel’den Firuze tamamen içimi okuyan, beni bana şarkıyla anlatan bir şarkı gibi geldi. Sözlere ilk başlarda dikkat etmesem de o tınısı yetti bana. Aynı şekilde sözleri Sezen Aksu’ya ait olan Hakim Bey şarkısı da Mehmet Erdem’in sesinden hoş geliyor kulağımıza. Ama orada iki dize var ki, tam hislerime tercüman olacak cinsten…

Sussan olmuyor, susmasan olmaz;

Dil dursa hakim bey, tende can durmaz…

“Sevecek beni, çok sevecek” derken…

kafa-karisikligiUzun süredir yazmadığımın farkındayım. Hem aklımdan hem de davranışlarımdan seziyorum bunu. İçimde öyle bir sıkkınlık ve bunalmışlık var ki, zor dayanıyorum. Çok zor… Çünkü yazı için her zaman laps diye fotoğraf ve isim bulabilen ben, küfür ettim. Evet evet ettim. Ederek de buldum. Fotoğrafı aldığım kaynak sitenin sayaç istatistiklerine baksa sahibi kim bu gerizekalı der. Kafamı si*eyim yazdım ve aradım. Google da benimle aynı kafada olacak ki karşıma bunu çıkardı. Helal! İsmi bulma meselem de çok garip. İçimdeki dert bir yana, dinlediğim şarkı etkili oldu. Çok sardım bu şarkıya bu hafta. İçindeki bir sözü tam başlık düşünürken işittim kulaklığımın derinlerinden: “… sevecek beni, çok sevecek derken…

Şarkı, laptopun ışığıyla aydınlanan koyu karanlık bir oda, dertler derya. Her şey hazırsa o halde başlayalım yazmaya değil mi ama? Dert ki ne dert…

Yeni kategori: Beynim Ne Diyor?

Felsefe ve Edebiyat sevmeyen, bir de sınavlarda yapamayan birine göre oldukça iyi yazdığımın farkına varıyorum bazen. Hatta öyle bir yazıyorum ki, karşımdaki insan şaşı bak şaşır modeline geçiyor. Ben de karar verdim, artık bu konuşmalarımı, düşünsel çıkarımlarımı yazı olarak buraya aktarayım. Zaten blog tutma alışkanlığım fazla olmadığı için, her ne

Yeni isimle; yine yeniden…

Uzun süredir blog işleriyle -kişisel manada- uğraşmıyordum. Ancak hem canıma tak etmesi, hem de sınav maratonunun bitmesi üzerine yeniden doğmaya karar verdim. Geçen seneye göre tek değişiklik, isim. Web adresimin uzantısı “.org” du. Ancak “.com” ile blog yayınına devam etmeye karar verdim. Yaşadığım her şeyi, yaptığım her işi, üzüntüleri, kırgınlıkları