Etiket: aşk

Bu da mı gol değil lan?

sadri-alisik-bu-da-mi-gol-degilSelam ihtiyar. Biliyorum, fazla yazmıyorum bu aralar. Malum final haftası ve sömestr tatil telaşı girdi araya. Aksattım epey ama haklı sebepler işte. Kahrolsun bağzı finaller, n’aparsın! İşte yine aynı, karavanaya kurşun atıyoruz. Allah daha da düşürmesin. Zat-ı muhterem konu derin epey. Müzik açıyor kafamı, döküyor parmaklar gerekenleri ince ince…

Hayatta karşımıza çıkan her şey bir şans gibi. Birini kaçırdık mı ister 3 saniye geçsin, ister 3 yıl; ama bir tanesi daha geliyor sanki karşımıza. Sabredip beklemek gerekir sanırım da işte o sabırdan bende yok be mirim. Bu sebeptendir her şansımda çok çabalayışım. Çok çabalamaktan da batışım. Öyle bir batış ki sorma gitsin! Çivileme atlasam bu hayat denizine öyle batamazdım. Rahatça, usul usul…

Mutsuz musun? Bana ne!

umursamazlikHayatımızda anlar, dakikalar, anılar gibi insanlar da  gelip geçiyor. Kimileri iz bırakıyor, kimileri yara. Kimileri kendilerini bırakıyor, kimileri sizi de alıp götürüyor. Hatırınızda oldukça sağlam izleri olanları tabi ki unutamazsınız. Ama onları unutmak lazım işte…

Acılar yaşayarak büyüyor içimizde. İz bırakanlardan ziyade, adı yara olan izi bırakanları unutursak işte o zaman on numara bir iş becermiş oluruz. Onlar zaten gitmiş, izlerini de alıp götürseler ya? Götüremiyorlarsa biz de izlerini gönderelim. Bizimle kalmalarında bir olay yok yani. Hayır kalırsa bir parça dahi olsa, onların izlerini taşıdığı için ya düşüneceğiz, ya göreceğiz. Hele ki kalbimizi parçalayacak türden bir şeyle karşılaşırsak… Şuan bile kötü oldum, anlatmayayım!

Beklersen gelmez…

kalp-kitapVelhasıl, yalnızız kardeşim…” Bu söz, karşısında kelimelerimin kifayetsiz kaldığı canımın içi Hasene’ye ait. Kızla o kadar güzel konuşuyorum ki, istemese de iyi şeyler dedirtiyor bana. Hak ediyor da. Öyle şeyler söylüyor ki… Ya içimi okuyor, ya içimi eritiyor… 🙂

Futbol bilgisine aşık olduğum, yazdıklarının beni tavladığı bir dünyada yaşıyoruz arkadaşlar. Pazar günü konuşuyorduk yine, çok özledikten sonra uzaktaaan uzağa sohbet ederek hasret gideriyorduk. Shangai’da şuan, dile kolay. İşte bi’ yandan da ben uyurken döktürdüğü sözlere göz gezdiriyordum. Siz söyleyin bana, bir insan evladı bu denli mi dem vurur gerçeklerden? Böyle mi tam isabet atış yapar feleğin sillesine?

Sevmek kolay, ya sevileni bulmak?

sevmek-sevilmekSevmek kolay dememek lazım aslında. O kadar zor bir şey ki. Düşünün, insan kimi zaman kendisini bile sevemiyorken bir başka canı, bir başka kanı, bir başka düşünceyi sevecek. Akıl alır şey değil! Ama işte sevgi ya da aşk girince araya akıl makıl kalmıyor insanda. Tek bir görüş bile yetiyor bazen.

Her şeyden ziyade, sevmek size de bağlı. Karakteristik özellikleriniz olsun, manteliteniz olsun, düşünceleriniz olsun hep kriter yani. Bir de nasıl seveceğiniz var. Şiddeti var. Tek sevmek de yetmiyor ki. Katmeri olacak illa. Hadi sevebiliyoruz diyelim. Göynünün son demlerine kadar, iliklerine işlercesine. Peki sevileni nasıl bulacağız?

Kıymet bilmez nadide varlıklar: Kızlar, kızlarımız…

kiymet-bilmez-kadinlarBazı kızlarımız “kadın dediğin eli belinde olur” lafını biraz ters anlamış olmalı ki; bir nesil böyle kadir kıymet bilmez, hoyrat bir biçimde yetişip, biz erkeklerin beynini bir fiil kemiriyor. Hayır başlıktaki tezat da dikkat çekiyor bu giriş cümlem ile. Şayet başlığı okurken tezatlığın farkına varamadıysan usul usul okumayı bırak sayın dinleyen. İnce işler bunlar. Aman diyeyim!

Nadide diyorum, en başta biyolojik sistem geliyor akıllara. Abi onlar olmadan biz hiçiz, bu böyle biline. Ama onlar da olduklarında vurmak yerine öldürüyorlar, yer yer süründürüyorlar. Öyle ki, 1 dediğine değil 1, 3 desen yaranamazsın. İstediğine he desen bile o istemediklerini de önüne sunmanı bekler. Hatta az önce çok sevdiğim bi’ arkadaşımın, taze meslektaşımın tweetine denk geldim; “yok sağ ol desem bile ısrar etmen gerekir” vari bir cümleydi yazdığı. Şimdi erkeği düşünsek o da “ısrar etsem çantayı kafama geçirir herhalde” diye düşünüyor olur. Çünkü ısrar etse suç, etmese yine suç. Yalan demeyin kızlar içinizden. Köftehorlar sizi. İlgi sizin temel ihtiyacınız. Şımartılacaksınız falan. Ama şirazeyi kaçırmayın be…

Beklemek güzeldir; ama doğru durakta…

beklemek-ismail-abiHayatta karşımıza çıkan fırsatlar ya da ilk adımlar, bazen yerli yersiz ve çok zamansız çıkabiliyorlar. Hele bazıları öyle anlar ki, canını alsalar yine de olmaz işte. Vardır sebebi. Bekleyeyim dersin. Beklemeye değerse o beklediğin günler haftalar hatta aylar bile vız gelir sana. Tabi bi’ yere kadar. Peki işin sonu nereye varacak?

Günümüz popüleritesinin ağa babalarından İsmail ağbi bile her gün bekliyor. Niye? O kadar kadri kıymeti olan biriyse demek ki… Babası değil mi? Ona söz vermiş. Geleceğim, demiş. Beklemesini söylemiş. Kadri kıymeti bu denli büyük olan, gönlünün baş köşesinde kabul ettiğin bir insan sana bekle derse, bekle demese de sana ufukta bir yeşil ışık yaksa beklemez miydin? Değmez mi onun için sadece beklemek? Senden bir şey eksilmeyecek neticede. Aksine her gün hiddetleneceksin. O’nun özlemiyle yanıp kavrulacaksın. Tabi o gelirse…