iki-teker-dort-tekere-esittir

Türkiye’de araç kullanımı ciddi bir problem teşkil etmekte. Artan trafik kazaları, alkollü araç kullanımı ve trafik cezalarının yanı sıra motosiklet sürücülerinin yaşadığı sıkıntılar ciddi artış göstermekte. Binek araç sürücülerinin yollarda yok saydığı motosiklet sürücüleri, her gün onlarca kazadan kıl payı kurtuluyor.

Şehirleşmenin artmasıyla hızlı nüfus artışına paralel olarak trafikte de araç sayısı çoğalıyor. Özellikle büyük şehirlerde tutkunlarının yanı sıra trafikten kurtulmak isteyen çoğu kişi motosiklet kullanmayı tercih ediyor. Motosiklet tehlikeli bir taşıt olarak nitelendirilse de aslında yayaları ve trafiği rahatlatan, binek araçlara oranla çevreci bir ulaşım aracı. Ne yazık ki bu durumun aksine olaylar yaşanmakta.

Motosikletlerin de binek araçlar gibi şeritlerde yol sahibi olduğu unutulup, motosiklet sürücülerine zor anlar yaşatılıyor. Getirilen son yasal düzenlemelerle motosiklet ehliyeti alımında şartlar daha uygun hale getirildi. Eskiden düşük güçteki motorla ehliyet alan sürücü yarış motoruna kadar her tip motosikleti kullanabiliyorken, artık yalnızca ehliyetine ait sınıfa özel motor gücüne sahip motosikletleri kullanabiliyor. Bu da teknik bilgi ve deneyim eksikliğinden meydana gelebilecek olası kazaların önüne geçiyor. Motosiklet sürücülerinin yanı sıra özellikle 4 tekerlekli araç sürücülerinin dikkatsizlikleri ve motosiklet sürücülerinin canlarına kast edici hareketleri hem trafikte risk oluşturuyor hem de olası kazaları meydana getiriyor.

Motosiklet sürücülerinin trafikte yaşadığı sıkıntıları dile getiren Ege Üniversitesi Motor Sporları Topluluğu (EMOST) Yönetim Kurulu Üyesi Efe Kanyılmaz, “Öncelikle belirtmek isterim ki bu benim de motora başaldığım günden itibaren muzdarip olduğum bir konu. Türkiye’de trafikte motosikletler, diğer sürücüler tarafından görülmüyor, fark edilmiyor. Çoğu zaman motosikletlere karşı aksi tavırlar sergileniyor. Manevralar ile bizi yoldan çıkartıyorlar ya da araçları önümüze kırıyorlar. Bu yapılanlar sayarak bitiremeyeceğimiz şeyler” dedi.

efe-kanyilmaz

MOTOSİKLET HIZ LİMİTİ ARTTIRILMALI
Hız limitinin motosikletler için risk oluşturduğunu söyleyen Kanyılmaz, “Motosiklet için otobanda hız limiti saatte 100 km, otomobiller için 120 km ve otobüs/kamyonlar için de 90 km’dir. Bu bahsettiğim motosiklet de belirli bir gücün üzerindeki motosikletler. Bu motosikletler son yasal düzenleme ile A2 sınıfına ait. Bu A2 sınıfı motosikletlerin ise son hızı 220 km’ye kadar çıkıyor. Tabi ki 220 km hız yapmamızı önermiyorum. Ancak bizim de otomobiller ile aynı hız limitinde yolculuk edebilmemiz kendi sürüş güvenliğimiz için çok önemli. Düşünün, 100 km hız ile gidiyorsunuz ve yanınızdan aynı hızla bir otobüs geçiyor. Yarattığı hava akımı otobüsten kat kat küçük olan bir araç için çok büyük tehlike oluşturuyor. Motosikletlerin hız sınırının düşük olması güvenliğine etki eden faktörlerden yalnızca bir tanesi” diye belirtti.

“SON YASANIN GELMESİ ÇOK İYİ OLDU”
Yeni yasal düzenlemenin trafik kazalarını da bir miktar önleyeceğini belirten Kanyılmaz, “Eskiden yalnızca A2 ehliyetini alarak bütün motosikletleri kullanabiliyordunuz. Ehliyet sınavında çok düşük motor gücüne sahip motosikletlerle ehliyet alan kişiler daha sonra yarış motorları dahi kullanabiliyordu. Bu son yasanın gelmesi çok iyi oldu, bu durumun önüne geçildi. Daha önceden yapılması gereken bir olaydı. Düşük motor ile tecrübe kazanan birinin yüksek güçte bir motor sürmesi olası kazaları ve ölümleri meydana getirir” dedi.

motosiklet-surucusu

ASLINDA BİZ DE SUÇLUYUZ
Motosiklet sürücülerinin de hatalarda payının olduğunu söyleyen Kanyılmaz, “Trafikte motosikletlerin fark edilmemesini biraz da motosiklet sürücülerine bağlıyorum. Çünkü ülkemizde maalesef motosiklet sürücüleri kendilerini görünmez yapabiliyorlar. Trafikte seyir halindeyken otomobillerin aralarına giriyorlar, ters yönlere giriyorlar. Ben dahi trafikte otomobil kullanırken bazı zamanlar motosikletleri fark edemiyorum. Bunun nedeni otomobil sürücüsünden de kaynaklanmıyor. Motosiklet sürücüleri onları göremeyeceğimiz kör noktalardan yanımıza ya da önümüze geçmeye çalışıyorlar. Böyle yapıldığı sürece motosikletlerin fark edilmesi zorlaşıyor” dedi.

“İTALYA’DA MOTOSİKLET BİR KÜLTÜRDÜR”
İtalya’da da motosiklet sürdüğünü söyleyen Kanyılmaz, “Açıkçası İtalya’da motosiklet kullanmak bana çok farklı geldi. Çünkü fark edilebiliyorsun. İtalya’da motosiklet bir kültürdür. Özellikle Cenova’da herkesin bir motosikleti olduğunu söylemişlerdi bana. Bundan dolayı da fazla trafik yoğunluğuna şahit olmadım. İşe, eve veya gezmeye gidilirken genelde maksimum iki kişi seyahat ediliyor. Bu durumlarda otomobil kullanmak yerine motosiklet kullanılması trafik yoğunluğunun en aza inmesine olanak sağlar. Motosikletin kapladığı alan otomobilin kapladığı alana nazaran çok daha az. Ülkemizde motosiklet kullanımı riskli ve güvensiz gözükse de motosiklet kullanmak da tercih edilmeli. Hem motosiklet daha ekonomik bir ulaşım aracı hem de trafikte hareketi daha rahat sağlayabiliyorsunuz. Ancak dediğim gibi, ülkemizde motosiklet güvensiz bir ulaşım aracı gösterildiği gibi maalesef motosiklet sürücüleri de trafikte ikinci sınıf vatandaş muamelesi görüyor. Özellikle önümüze direksiyon kırılması ve bizi seyir halindeyken zor durumda bırakan diğer sürücüler yüzünden birçok kez kaza atlatıyoruz. Bu yüzden kaza yapmış bir motosiklet sürücüsü olarak söylüyorum ki, araç sürücülerinin motosikletler konusunda biraz daha farkındalık kazanması gerekiyor” dedi.

Haber: Emir Doğan